Cücekral salonunda bir o yana bir bu yana koşuşturup duruyordu. Etrafa dağılmış olan bir sürü malzemeyi geniş tahta çalışma masasının üzerine diziyordu. Bir iş yapacak gibi bir hali vardı. Yaveri Odin, yine yanındaydı ve ona yardım ediyordu. Cücekral bir an durdu ve Odin'e dönerek konuşmaya başladı. Sesi masal anlatan yaşlı cücelerin sesine benziyordu, yaşlı cücelerden tek farkı masal anlatmamasıydı.
Odin, Cücekasaba'ya Durin'in Felaketi geldikten sonra ne oldu biliyor musun?
Yaver Odin, sorunun kolaylığı karşısında afallamış olacak, dili sürçerek yanıt verdi.
Hepsi, bütün cüceler kaçmak zorunda kaldılar.
Cücekasabanın Hükümdarı beklediği cevabı aldı ama sorusunun yanıtı bu değildi.
Evet, hepsi kaçtılar. Ama... Öyle büyük bir karanlığın pençesindeydiler ki kaçarken haritalarını bile almadılar. Bizimse yüzde doksanı yanmış bir haritadan başka haritamız yok.
Yaver kafasına takılan soruyu sordu:
Ama, ama, yapılması aylar sürer.
Hükümdar kendinden emin bir yanıtla yaverinin kafasının karışmasını önledi:
Ben iki yüzyıldır bu salonlarda dolaşırım. Yarın sabah sanırım haritayı nereye asacağımızı konuşacağız.
Yaver sessizce karanlıkta gözden kayboldu. Geceydi ve küçük pencereden tek bir yıldız bile gözükmüyordu. Küçük bir mumun ışığında sesli konuşarak her şeyi doğru yaptığından emin olan Cücekasaba Hükümdarı, haritasını ustalıkla çiziyordu.
En batıda, Eriador'un kıyısında Büyük İnişin yüksek merdivenleri.
En batıya koca merdiven sembolleri ve altına Büyük İniş yazdı.
Büyük İniş'ten indikten sonra, güneyde, bir kaç yüz metre aşağıda Gümüş-çataldişi Madenleri.
Kazma ve damar figürleriyle süslendi Gümüş-çataldişi Madenleri.
En güneyde ve en batıda Su Şebekeleri ve onları takiben biraz daha doğuda Yanan Kuyular.
Su şebekelerinin de küçük bir haritasıyla ismini tamamladıktan sonra altı lavlarla dolu derin uçurumlar çizerek Yanan Kuyular başlığını koydu.
En kuzeyde uzun Durin'in Yolu. Hemen güneyinde, kuzeyinde 21. Salon'u barındıran Zelem-melek ve Kızılboynuz Madeni ile bağlı olduğu, Dimrill Dale'ye çıkan geçit olan Nud-melek.
Uzun bir yol ve etrafındaki figürler Durin'in Yolu adını aldı. Cüce mimarisi örnekleriyle süslü Moria'nın en önemli kısmı olan Zelem-melek ve Doğu'ya açılan kapısı Nud-melek de çizildi. Aralarındaki Kızılboynuz madeni unutulmadı.
Ve son olarak da güneydoğuda, Nud-melek'e eşlik eden Taşlıklar.
Pek çok irili ufaklı taşla süslendi Taşlıkların etrafı. Taşlar büyük bir çember oluşturuyordu.
Haritanın yapımı bitmişti ama gece bayağı ilerlemişti. Kasvetin boğduğu karanlık bir gecenin belki de son kırıntılarıydı bunlar. Geniş pencereden dışarıya tam ay denk gelmişti. Ayın ışığı birden masanın üstündeki karanlık kağıt parçasına uzandı. Karanlıkta çok dikkat edilerek çizilmemiş bir harita belirdi. Ama harita tam anlamıyla muhteşem olmuştu. Üzerinde cücelerin en büyük eserleri Cücekasaba'nın her bir zerresine kadar bir çizimi vardı.
Şu ana kadar çizilmiş en güzel Cücekasaba haritası! Şu ana kadar gelmiş geçmiş en büyük ikinci Cücekasaba hükümdarının elinden.
Odin, belki de Arda'nın en iyi yaverlerinden biriydi. Efendisini çok iyi tanırdı. Ama ona efendi gözüyle bakmazdı hiç. Çünkü büyük hükümdar henüz prens iken en büyük yolculuklarını Orin ile yapmıştı. Hükümdarlık yolculuğundaysa en büyük yoldaşı Orin'di.
Büyük olup olmadığımıza gelecek nesiller ve yapacaklarımız karar verecek. Ama şimdi, uzun zaman önce yanıp kavrulmuş haritamızın yerine bir yenisi var ve sanırım eskisinden daha iyi.
Konuşmalar çok uzun sürmedi. Karanlığın son günlerdeki garip halinden midir bilinmez, iyice uyku bastı cüceleri. Biri tahtında, öbürü yatağında uyumaya başladılar.
Konu: Cücekral'ın Salonu: 21. Salon 
Cuma Haz. 17, 2011 6:35 am
